Page 11 - e mushaf TR pdf
P. 11
007
Bakara /49 – Hem sizi Cüz 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 Âyetteki “nefislerinizi
en feci işkencelere 2-Bakara Süresi Yaprak 04A Cüz 01 Süre 02 Sayfa 007 öldürün” mefhum olarak üç
uğrattıkları zaman mânaya gelebilir. 1-Hakikî
mânası ki herkesin kendi
Firavun’un Bu Cüz Yaprağa git 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 Hizb 01 02 03 04 kendini öldürmesi, yani
adamlarından intihar etmesidir. Lakin
kurtardığımızı da ِ böyle olsaydı muhatap
َ
و
hatırlayın. Onlar sizin 7 ﴾٢﴿ ةرقبعلا ةروس ﴾٢﴿ olacak kavim kalmaz veya
ancak âsiler kalırdı. Şu
dünyaya gelen erkek َ َ َ و halde kasdedilen mâna bu
çocuklarınızı kesiyor, değildir. 2-Esasen kardeş
kız çocuklarınızı ise olan bir kavmin fertlerine,
kötülük için hayatta م haydi bakalım şimdi
bırakıyorlardı. İşte ة ة ة ف ا ك ة ن ة ي birbirinizi öldürünüz
ة
ة
ف
bunda size Rabbiniz نو ح حبذ ي باذةعلا ءو س فم ةـنو مو سي نفوةع ر ف لا فن م فم ك اةنفيحجةن فذاةو demektir. Tefsirciler
tarafından çetin bir çoğunlukla bu mânayı
imtihan vardı. {KM, Çıkış gözetmişlerdir. Tur’a giden
Hz. Mûsâ (a.s.) ın
1,15-16}
Firavun, Mısırda Amalika م م arkasından Samirî, altından
ا
ة
hükümdarlarının lakabıdır. فم ك ةر حب فن ـ م ءل ةب فم ـ ة ك ــ لنذ ييفةو م ـ كءااس ن ن و ي ـ فحةتس ةيةو م ـ فبا ـ ةن ـ ل ا كءا buzağı heykeli yapmış,
Çoğulu Feraine’dir. Nasıl ۜ ة ف ـ ۛ ة ف ـ ف önce bağırtmış ve Apis
ki Türk krallarına hakan, öküzüne tapan Mısırlılar ve
Rum krallarının bazısına diğer puta tapıcılar gibi
kayser, bazısına herakl İsrailoğullarının bir kısmını,
(Herakliyus); Habeş م م “İşte Mûsâ bunu aramaya
ي
krallarına necaşi, Yemen ة ن ا ل ك ة ةف رفح ف ك ةف فذا ةو ﴾٤٩﴿ مي ي ظةع gitti.” diyerek ona taptırmış
ة
meliklerine tübba’, İran لا اةنفق رفغاةو فم ـ ة فنا ـ ةج ـ اةنفي م لا ـ ةب ـ ة ـ فقر ـ ـ اةن ب ــ çok yakın bir zamanda
hükümdarlarına kisrâ bizzat şahid oldukları
deniliyordu nimetlere karşı nankörlük
edip bir bozgun ve
Bakara /50 – Yine karışıklık çıkarmış, kavmin
hatırlayın ki sizin ا diğer bir kısmı Hz. Harun
ل ة
ة
ل
ي
ة
geçmeniz için denizi ة ة ة ـ ي ي ع ـ ل ةن ـ في ـ ل ـ ث ىة ـ حم ةبفرا ى ن سو م انفدةعنو فذاةو ﴾٥٠﴿نورظ ــ ت ـ ةت فم ــ فن ـ فناةو نفو ف ف ـ ةعر ـ (a.s.) ile beraber bu gidişi
yarmış, sizi kurtarıp, siz önleyememişlerdi. Hz.
bakıp dururken Mûsâ’nın dönüşüne kadar
gözlerinizin önünde bu şirk iyice yayılmıştı. O
dönünce Furkanın
Firavun hanedanını م hükmüyle, hem buzağıya
ة
ة
ة
ف
ف ة
ل
ة
ف
14,16; 21-30; Mezmurlar 78,13; م ك فـنةع اةنفو ـ ةف ـ ةع حم ث ـ ﴾٥١﴿نو م ل اظ فم تفناةو يه دفعةب فن م لفج علا م تذةخحتا tapanlara, hem de onları
boğmuştuk. {KM, Çıkış
106,9-11} önlemeyip bekleyenlere
Bu âyet-i kerime, hemen tevbe etmelerini ve
hürriyetin, başta gelen tevbe edenlerin,
nimetlerden olduğunu م etmeyenleri derhal
ي ن
hatırlatıyor. “İnsanın başka ة ة ة ة ح öldürmelerini emretmiştir.
birinin eli altında ve istediği ىۛسو ةتا ـ في ـ ــ اةن م ـ فذاةو ﴾٥٢﴿ نور ـــ فش ــ ك ــ ةت فم ك ل ــ ةع ـ ل ــ ـ ك ل نذ ـــ دفع م ـ ةب فن Bu iç savaş Allah’ın izniyle
tarzda çalıştırabileceği bir zaferle sonuçlanmıştı ki
halde bulunması, üstelik bir burada o nimet
de ağır, zor, pis işlerde hatırlatılıyor. 3-Sırf mecazî
kullanılması, azap م mânası ile “nefsani
şekillerinin en ة ة ة ح ة ة ف isteklerinizi öldürünüz.” Bu
ي
ف ف ـ
ف
şiddetlilerinden olduğunda ــ ى ن سو م لاةق فذاةو ﴾٥٣﴿ نو د ةت فم ــ فه ـ ةت ـــ ك ـ ةع ــ ل ل ناةق ر ــ لاةو ۛ ب اةت ــ ــ كلا gerçek tefsir olmayıp işarî
şüphe yoktur. Hatta buna bir mânadır. “Yani
mâruz kalanlar ekseriya günahlarınıza pişman
ölümü temenni ederler. İşte olarak gam ve kederden
Cenab-ı Allah’ın burada م م م canınızı çıkarın yahut
ف
açıkladığı birinci nimet, bu ة ة ة şehvetlerden menetmekle
حنا مفو
kötü azaptan kurtulma لفج علا م ك ذ اةخ حتاب فم ك ل فنا ـ ۛس ف فم تفملظ فم ك ـ ة ي م ــ ةي يه ـ ةق ا ـ ل ــ ةق ــ فو riyazet ediniz.”
nimetidir.
Bakara /51 – Ve bir vakit Bakara /55 – Bir
Mûsâ’ya kırk gecelik bir zaman da: “Ey Mûsâ!
süre ayırmıştık. Ama siz م م م Biz Allah’ı açıkça
Mûsâ’nın ayrılmasından az ل ا ن ي ا görmedikçe sana
sonra, buzağıyı ilah edinip ةخ ــ في ـ ر فم ك ـ ل نذ فم ك ۛس ففنا اول ــ ت ـ فق اةف فم ك ــ ئر اةب ـ ى لا او ةف ـ ـــ ـ ت ـ ب و ـ
öz canınıza kıymıştınız. ۜ inanmayız” dediniz.
[7,142; 2,54.92; 4,153; 7,148; Bunun üzerine derhal
20,85-97] {KM, Çıkış 14,18; sizi yıldırım çarptı, siz
Tesniye 9,9.16} de bakakaldınız.
Bakara /52 – Bundan م م م
ة
ة ي
ـ ةو حتلا ـ
sonra Biz sizi affettik ki مي ي حةرلا باحو ة ة ه هحنا فم ك فـيلةع با فم ةتةف ـ ۛ ك ـ ئر ا ـ فن ـ ةد ةب ـ ع فم ك ة ل ـــ
şükredesiniz. ح ۜ ۜ Bakara /56 – Siz
Bakara /53 – Mûsâ’ya bir müddet ölü
Kitap ve Furkan’ı verdik, ta vaziyette kaldıktan
ki doğru yolda sonra, şükredersiniz
yürüyebilesiniz. [28, 52-53; ة ة ة ümidiyle sizi dirilttik.
ن
ي
Furkan: Tevrat’ın bir sıfatı ة ح لا ىر ـــــ ةن ى ن ــــ حت ـ ةح ك ل ن ـــ ة ـ ن ن ــ ف ـــ م فؤ ل ى ن س و م اةي م ف ـ ـ ـ ل ــ ـــ ت ــ ف ق فذاةو ﴾٥٤﴿
ة
21,48; 3,4; 25,1; 8,29]
veya Tevrat’taki şer’i Bunu yapanlar,
hükümler veya Tevrat’tan elbette İsrailoğullarının
ayrı olarak yed-i beyza ve hepsi değildi. Bu ısrar
asâ gibi mûcizeler yahut bir م üzerine mikatta yıldırıma
ل
ة
ة
ة ة
ـ فن ـ
zafer ve ferah olabilir. فم ك ةب حم ـ ةع ـ فث ـ ةن ـ ا ة ث ــ ﴾٥٥﴿ رظ نو ةت فمتفناةو ةق ع ة ا ح صلا م كفـتذةخاةف ىةرفهةج yakalananlar, seçilen yetmiş
kişi idi.
Bakara /54 – Mûsâ ة
kavmine dedi ki: “Ey
kavmim! Sizler danaya Bakara /57 –
tutulmakla kendinize م م Üzerinize bulutları
ة
çok yazık ettiniz. م ك ة ة ــ ل ـ ل ــ ةن ـ ا ةع ــ ل ـ فـي ة ح ف ظ ةو ﴾٥٦﴿ نور فم ةت ــــ فش ــ ك ـــ ك ة ة ح ل ـ لةع تفوةم ـ فم ك دفعةب فن م gölge yaptık.
Derhal yaradanınıza
tevbe edin. Nefsinizin Size kısmet
kötü arzularını kesin. ettiğimiz helâl hoş
Allah yolunda kendinizi م rızıklardan yiyesiniz
öldürün. Böyle ة ف ة ة ف ة ف ل ف diye kudret helvası ve
yapmanız sizi yaratan ت ـ حيـاةب ط فن م اول ــ ك ىنولس ـ ح ل اةو ن ـ ةم ـ ح لا م ك ة ـ ل ز ـ ةن ـ ةع ا ـ فـيل فناةو ةمام لا ــ ةغ ــ ة bıldırcın indirdik.
nezdinde daha ۜ
hayırlıdır.” Böylece Fakat nankörlük
Allah da sizin etmekle onlar Biz’e
tevbelerinizi kabul ة ا değil, kendilerine yazık
ة
etsin. Çünkü o tevbeleri ﴾٥٧﴿ ـنو ف ـ ةي فم ــ ظ ــ ل ـ م أ فن ـ ف ـ هۛس او نا ةك ن ن لةو ــ ك ـ ف ـ اةنو مل ـ ة ة ظ اةمةو ـ ةن ـ ا فم ك فقةزةر اةم ediyorlardı. [7,160;
çok kabul eder, ۜ 20,80] {KM, Çıkış
merhamet ve ihsanı 13,21; 16,13-15}
boldur. {KM, Çıkış 32,27-28}
Önceki Sayfa Önceki Cüz Yaprak Sayfa Sonraki Cüz Yaprak Sayfa Sonraki Sayfa
Sayfa Başı index Alfabetik
007

