Page 78 - e mushaf TR pdf
P. 78
074
Cüz 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30
Ali imran /187 – Ali imran /189 –
Vaktiyle Allah Ehl-i 3-Ali imran Süresi Yaprak 07B Cüz 03 Süre 03 Sayfa 074 Göklerin ve yerin
kitaptan “Kitabı Bu Cüz Yaprağa git 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 Hizb 01 02 03 04 hakimiyeti Allah’ındır
mutlaka insanlara ve Allah herşeye
açıklayıp kadirdir.
anlatacaksınız, ِ ِ
﴾٣﴿ نرمع لا ةروس ﴾٣﴿ 74 Allah Teâla kullarını;
َ
ى و
Onu asla ى ع َ و gökleri ve yeri, zaman ve
gizlemeyeceksiniz” mekânı dolduran kudret,
san’at, hikmet harikası
diye teminat almıştı. sayısız eserlerini tefekküre
ن ة
ف
ة ــ ت ـــ ةب ـــ حي ـــ ن ــ حن ــــ ه ة ل ۛ باةت ـــ نك ــ لا او ـ تنوا ةنيذ ة ح لا قا ح لا ــــذ ةخا فذ ا ةو ve bu şuurla olan ibadete
ل
ي
Fakat onlar bu ي م ـ ي ــ ةث ـ ة ـــ ي yöneltiyor. Hz. Peygamber
bu âyet hakkında şöyle
ahdi önemsemeyerek buyurmuştur: “Yazıklar
kulak ardı ettiler, onu olsun bunu çeneleri
az bir bahaya sattılar. ذ arasında çiğneyip de bunun
ة
ا
فم ـــــــ ه ر و ـــــ ه ـ ظ ءاةر ةو هوذ ـــ ةن ـــ ةب ــــ ةف ه ــــ ةنو م ـــ ت ـــــ ك ةـت لةو سا ة ل ــ ل ـــ حن ــ hakkında düşünmeyenlere!”
ة
Bakın ne kötü bir
alışveriş! Ali imran /190 –
Muhakkak göklerin ve
yerin yaratılışında,
Ali imran /188 –
ة
ة
ة
ة
ۜ
Yaptıklarından ötürü ة حنةبۛسفح ــ ةت ل ﴾١٨٧﴿ نورت ـ فشةي اةم ۛ سفئ ب ـ ةف ىلييل ةق ان ـ ى ـــ ةث يه ــ ةم ـــ ب افور ـــ ةت ـــ ف شاةو gece ile gündüzün
sevinen, birbiri ardınca gelişinde
düşünen insanlar için
elbette âyetler vardır.
Öbür taraftan [12,105-106]
yapmadıkları işlerden ة ف ل ة ل ة ا ة ح
dolayı övülmek isteyen اولةع ةي م ـ لاةم ـ ف ـ فف ـ ب اود ـ فح ـ ةم ـ ي نا نوحبح ـ يةو افو ةتاام ـ ة ـ ب نو ـ ح رف ةي ـ ف ةني ي ذ لا ـ
ة
kimselerin Ali imran /191 –
Onlar ki Allah’ı gâh
ayakta divan durarak,
Sakın azaptan
yakayı kurtaracaklarını ة ة ة ف ة
sanma! Çünkü onlara o باذ ــ ةع م ــ ه ـــ ف لةو ب اذ لا ن ــ ة ـــ ةع ــ م ةةز ا ب م ةت ـــــ فح ــ ۛس ــ ةب ــ حن ـ ه ـ ف ــ ةم ــ ةف ـ ةف ـــ ة ل Gâh oturarak, gâh
can yakıcı azap vardır. ۛ yanları üzere zikreder,
Göklerin ve yerin
Siyak itibariyle bu
ة ف
ن
yaratılışı hakkında
ن
vasıflar, bir önceki ح لا ةو ض فر لا ةو ت اةو ـــــــ ة ــــ ح س ــــ ن م لا ك ف ـــــ ل ـــ م ل ةو ح ﴾١٨٨﴿ ـــ م يلا ـــ ي ل düşünürler ve derler ki:
âyette bildirildiği üzere, ۜ
o zamanki Ehl-i kitap
bilginlerinin “Ey büyük
vasıflarıdır. Zira İbn Rabbimiz! Sen bunları
ة
ح
ة ف
ح ي
Abbas (r.a) ın dediği ضفرلاةو تاةو ــ ة ـ ن م ح س لا ق ف ــ ل ـ ةخ ييف نا ﴾١٨٩﴿ ي ي دـر ــ ةق ءي ـ ف ۛش ل ــ ك ىل ن ةع ـ gayesiz, boşuna
gibi “Hz. Peygamber ۟ yaratmadın.
(a.s.) bir defasında
onlara bir şey sormuştu. Seni bu gibi
Onlar da gerçeği noksanlardan tenzih
gizleyip, ona başka bir ة ح ل ف ة ف ن ة ة ة ح ederiz.
şey söylediler. ةني ي ذلا ﴾١٩٠﴿ ب ا ـ ةب ـ ل لا ـ ي للو ل تا ةي ــ ل را ــ حن ـ ةه ـ لاةو ل ـ في ـ لا ف ة ـ ل تفخ اةو
ۛ
Yaptıkları bu iş
hoşlarına gitti, üstelik Sen bizi o ateş
verdikleri bu yanlış م azabından koru!”
bilgiden ötürü bir de ة ة ن ى ى ن ة [4,103; 38, 27] {KM,
teşekkür beklediler.” نو رك ــ ةت ــ ةف ــ ح ةيةو م بو ن ــ ه ـ ف ـــ ج ىل ـــ ةعةو ادو ع ــ قةو اماةي ة ح لا ق ــ نور ةي ـــ كذ ك ـــ Tesniye 6,7; 11,19}
Âyet onların içyüzlerini
ortaya koydu. Ali imran /192 –
“Ey Ulu Rabbimiz! Sen
Demek ki bu âyet ة ة ة ة ف ة ف kimi ateşe koyarsan,
birinci derecede: ۛ ـ طا ـ ىل ةب اذ نه ت ـ ل ـ فق ـ ۛ ـ ةخ اةم حبةر ــ اةن ضفرلاةو تاةو ةخ ـ ل ـ ق لا ـــ ح س ـ ن م ــ يف ـ ي muhakkak onu rüsvay
ۛ
Yahudi bilginleri, ikinci edersin. Zalimlerin hiç
derecede münafıklar, bir yardımcısı yoktur.”
üçüncü derecede de
müminler hakkında ة ة ة ة ة Ali imran /193 –
indirilmiş sayılır. Zira ـ ةق ـ فد ةفةراحنلا ـ ل ةم ـ فن ت ـ خفد كحنا ة ا ة ي حبةر ــ اةن ﴾١٩١﴿ لا ۛ باذـراحن ـ ةعا ـ ةن قةف ك ـ ةناةح فب س ـ “Ya Rabbena! Biz,
müminler, nefis ve imana çağıran ve
şeytanın tesiriyle bu “Rabbinize inanın” diye
zaafa düşmesinler diye, tevhide dâvet eden bir
onların durumlarından ة zatı duyduk ve icabet
ح
ى
اةمةو
ة
ders almalıdırlar. يي داةن ي اي داةن م اةنفع مۛس اةنـحنا ة ا ة ي حبةر ـ اةن ﴾١٩٢﴿را ۛ صفنا ل فن م ةني ي م لاظل ل هتفيزفخا ل ettik.
ۜ ة
Artık Sen bizi
م affet, kusurlarımızı
ن ف ل
ة احنةع رح ة رفف حبةر ـ اةن ن ة ة فم ةف ـ ةما ـ ۗاحن ك ة ب ــ حبر او ن ــ ما نا ناةم ل ـ يي ف ل ـ birlikte bizim canımızı
bağışla ve iyilerle
ف فةكةو اةنةبو ن ذ
اةنل
ف غاةف
al.” [3,198]
Ali imran /194 –
ة
ن ـ فد ةت ــ ةن ـ ةع ا ـ ىل ةع ةو ا ـ ةم اةن تاةو حبةر ـ اةن ة ﴾١٩٣﴿رار ـ فبلا ةع ةماةن ــ ـــ ـحف ةو ــ ةتةو اةن ۛس ـ ح ي ــ تاةـ ـ Resullerin vasıtasıyla
ة ف
ن
“Ya Rabbena!
ة
ۛ
bize vaad ettiğin
mükâfatları bize lutfet,
bizi kıyamet günü
ة
ف
ف
ة
ة ة ي
ل
﴾١٩٤﴿ةداةعي ي ملا ف لفخ ت ة كحنا ــ ق ــ ني ـ ةم ــ ة لا ةم فو ــ فخ ــــ ةنز ـ ةي ا ــ تل ةو ك ل ـ س ر rüsvay ve perişan
eyleme. Sen asla
ۜ sözünden dönmezsin”
Önceki Sayfa Önceki Cüz Yaprak Sayfa Sonraki Cüz Yaprak Sayfa Sonraki Sayfa
Sayfa Başı index Alfabetik
074

