Page 19 - e mushaf TR pdf
P. 19

015
                         Cüz  01  02  03  04  05  06  07  08  09  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30
          Bakara /102 – tuttular                                                                       Bakara /103 –
          Süleyman’ın    2-Bakara Süresi                    Yaprak 08A  Cüz 01   Süre 02  Sayfa 015  Şayet onlar iman edip
          hükümranlığı hakkında      Bu Cüz Yaprağa git  01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 Hizb 01 02 03 04  sihir gibi haramlardan
          şeytanların                                                                               sakınmış olsalardı,
          uydurdukları sözlere                                                                        Allah katından
          tâbi oldular.                               ِ                                            kendilerine verilecek
                             15            ﴾٢﴿        ةرقبعلا ةروس         ﴾٢﴿                       mükâfatlar elbette
                                                             و
                                                         َ
             Halbuki Süleyman                           َ َ   َ و                                 haklarında daha hayırlı
          küfre gitmemişti. Fakat                                                                         olurdu.
          asıl o şeytanlar küfre   ف
          gittiler.                         ة       ف     ن           ة                    ة             Keşke bunu
                            ة      ـ  ا ك ـ ةف ـ ر  ةمةو ن  ـ ل ـ في ـ ن م ـ ة   س  ك  ـ ل ـ     م ى  ـ ل ـ  ةع   ني  ـ حش ـ ةي ـ ي طا ـ  لا اول  ةم ـ ةتا ــ فت ــ  او عةبـ حتاةو ـ  bilselerdi!
                                      ۛ
             Halka sihiri ve
          Babilde Hârut ve Mârut                                                                     Bakara /104 – Ey
          adlı iki meleğe indirilen                           ف                                     iman edenler! (Siz,
          şeyleri öğretiyorlardı.             ة ة  ح                     ة   ة     ن       ة       onların böylesi kötü
                                                                               ن

                            ة      ـ ح س ـ فح ـ ۗر  لا  ۛ س ا  ـ حن ـ  لا نو م  ـ ةع ـ  ل ـ   ي  اور    ك ـ ةف ـ  ـ ةني  ي ط اةي ـ حشلا حن ك لةو  ن ن م ـ فيل س  etkilerine karşı uyanık
             Oysa o ikisi: “Biz                                                                   olun, mesela) “Râina”
                                                                                                   demeyin, “Unzurna”
          sırf imtihan için                                       ف                               deyin ve dinleyip itaat
          gönderildik, sakın kâfir                                                                          edin.
                                                                        ف
                                                                                  ة
                                                     ة
          olma!” demedikçe hiç   ـ ا  ةمةو  ۛ ت و راةمةو   ۛ تو راةه  ل ـــ  ب اةب ــ  ب  ن  ة  ــ ةم ــ ل ك ــ في ــ  لا ى ة  ــ ل ـ  ةع  ل   فنا ــــ  ز    ا ةمةو ـ ا
          kimseye sihir         ۜ
          öğretmezlerdi.                                                                              Kâfirler için acı
                                                                                                   veren bir azap vardır.
             İşte bunlardan    ذ                             ا                                             [4,46]
                                                                               ل
                                                          حنا  لو ق
          koca ile karısının   ر ف ك ةـت    ة لةف   ةةن  ـ فت ـ   ف   ن  ةن ام ــ ة ــ فح ـ  ة ي ة  ــ ةي ىحت ن  ــ ةح د ـ    ةحا    م ـ فن  ناةم ح   ي ــ  لةع ـ
                            ف
          arasını açacak şeyler   ۜ                                                                  Bu âyetten itibaren,
          öğreniyorlardı.                                                                           müminler yahudilerin
                                                                                                  kurdukları tuzaklara karşı
                                                                                                   uyarılıyorlar. Onlar Hz.
             Fakat Allah’ın izni                 ف           ة                     ة   ة ح         Peygamber’e görünüşte
                                             ف
                                                                   ح
          olmadıkça onlar   اةمةو    ج ـــ  يه  فو ةزةو  ءر  لا ن  ــ ةب يه ــ في ـ ة ــ ةم ـ     ب  نو ق رف  ةم ام      م ـ فن ـ  ه ـ ة ـ  ي ا ـــ ة  نو ملةع  ةف ـ ةتةي ـ  saygı gösterseler de, daima
                                                                                                  onun bir açığını yakalamak
          bununla hiç kimseye   ۜ                                                                 için pusuda bekliyorlardı.
          zarar veremezlerdi.                                                                    Kaypak, müphem kelimeler
                                                                                                   kullanıyorlardı. Mesela:
             Onlar kendilerine   ة  ة ح      ن           ة ح ي   ل                                Müslümanlar, Efendimize:
                                            ۜلا
                                                                                                   “Bizi gözet, himmet et”
          zarar getirip fayda             ةو ةي ـــ ةت ـــ ةع ـــ ل ــ  م ـ نو      ح     ن فذ  ا     ب ــ   لا د ــــ    ةحا   ــــ  يه  م ـــ  فن   ب  ن  ۛ ي   ب ــ اض ــ حر ا ي ـــ ة   ه ــ فم  anlamında râina derlerdi.
          vermeyen şeyler                                                                         Buna benzer raina kelimesi
          öğreniyorlardı.                                                                          İbranîcede hakaret ifade
                                                                                                   eder. Bunu fırsat bilerek,
                                                                                                  ağızlarını eğip bükerek, bu
                                                                           ة
             Büyüye müşteri
          olan kimsenin âhiretten   ه  ن  ـ ةت ــ ير ـ  ف شا ن  ــ ةم ــ  ة  ةع د  ـــ ةق ــ ف ـــ  ل ـ  م ـ ل او  ة لةو  م  ــــ فن ـــ ةف ــ  ع ـ  ه ـ ف  ةي لةو م  ح  ةي ـــ   ض ـــ  ر    ه ـــ ف  ةم ــ ا  kelime ile Hz. Peygamber’e

                                                             ۜ
                                                                                                    hitap ederlerdi. Âyet,
          nasibi olmadığını pek                                                                      onların maskelerini
          iyi biliyorlardı.                                                                               indiriyor.
                                                                              ن ف
             Karşılığında kendi  ـــ ايه   ب افور ــــ  ةم  س  ــــ  ب ــــ فئ ـــ ۛ ـ ۛش ا  ة لةو   قل ـــــ ة  ةخ  ن ـــ ف   م   ةر ــــ  خلا ي  ة ل ــ   ه    ف  ـــ  ةم ـ ا  Bakara /105 –
          varlıklarını sattıkları   ة                                    ة                         Gerek Ehl-i kitaptan
          şey ne kötü! Keşke                                                                        gerek müşriklerden
          bunu anlasalardı!                                                ف                          olsun, kâfirler,
                                                        ة
                                  ن
             Yahudiler dünya   ــــ  ن ــ او  ةما م  ــــ  ه ـــ ف  ة ل حنا فو ـــــ ة لةو ﴾١٠٢﴿ نو  ة  ـــ فع ــ ل ــــ  م ــــ  ةي او  ة ل  م  فنا ــــ  ف ــ ۛس ـــ  ه ــ ف ـــ فو ك ــ  نا ــ  ل  rabbinizden size
          ülkelerine dağılıp                                                     ۜ                   herhangi bir hayır
          parçalanınca (özellikle                                                                    indirilmesini arzu
          Babil esareti sırasında)                                                                       etmezler.
          büyü kabilinden şeyleri            ف
          öğrendiler. Bu sihiri de Hz.
          Süleyman (a.s.)a bağladılar. ة  ة      ــ  فو ك ـ  نا ـــ  او ةي ــــ فع ــ ل ــ  م ـ ۟نو  ة ل  ر  ةخ  ــ في ــ    ح لا  ةب وث  ــ ةم ــ  ة ل افو  ة ةق ــ  حت ـــ اةو  Fakat Allah
                                                           ن
                                                                                ــ   ة  م ــ فن     ع ــ فن ــ   د
          Allah’ın kitabından                      ۜ                                               rahmetini dilediğine
          uzaklaştılar. Kur’ân Hz.                                                                   seçip ihsan eder.
          Süleyman (a.s.)’ın, sadece
          büyüden değil, Tevrattaki
          diğer bazı isnatlardan da                                           ة                      Allah büyük lütuf
                                                                 ة
                                                                       ن
          beri olduğunu bildirir.     ظ ــ ةن ر ــ ا  ـــــ فنا او    ـ لو ـ   قةو ا  ــ ةن ـ   عاةر او   لو ق ـ  ـــــ ةت لاو  ةما ن  ح  ا   ل  ةي ـ ا   حي ا ــ ةه ـ لا ا ــ ي ي ذ ـ ة ــ  ن ـ  ﴾١٠٣﴿  sahibidir.
          Büyüden başlıca      ف
          maksatları, karı kocayı
          ayırmaktı. Bu da onların
          ahlâkça ne derece                                                ف
                                 ة
          düştüklerini gösterir.
                                                            ة
                                                      ل
                                     لا ـ ي ي ذ ــ ةن    ح  ةم ـ ةيا ــــ حدةو  ﴾١٠٤﴿ يـــ  م  ـ يلا    ب اذ ــــ ةع ن  ي  ف  ـ ل ــ ك ــ  ف ا ـــ ير ـ ة   لةو  او  ــ ةم ـ  ع ـ  ف س اةو
                                                                                  ۜ
                                                                                          ف
                                    ف ل
                            ة
                                                                              ل
                           ل ةز  ــ ةن ــ   ي نا ن  ــ ي ــ ة     ــ  م ــ فش ــ يك ر  ف ة     ـــ نك ــــ ةت ـــ  ف لا ل ـــ فها    م ــــ فن اورةف ك
                                                     لا لةو ب ا

                              ح

                                                    م                               م
                                            ن
                               ح ص  ـــــ ةت ــــــ  فخ  ةي ــــــ      ح لا  ةو   ۜ فم ك ــــــ  حبةر  ـــ  فن   م  ر  ـــ في ــ  ةخ  ن   م ـــــ ف  فم ك  ة  ةع ــ ل ـــ في ـ

                                                            ن
                                            ف
                           ﴾١٠٥﴿ يـم      ـــ ةع ــــ ي ظ ـــ  لا ل  ــ ف ةف ــ ف ض ـ  لاو ذ    ح لا  ةو ءا  اش ــ ۛ    ـــــ ةي ن ــــ ف  ةم  ه  ــ ةم ـــ  ت ـــ ي  فح ر   ب ـــــ
                                                                                          ة
                                                                ۜ
                         Önceki Sayfa   Önceki Cüz Yaprak Sayfa  Sonraki Cüz Yaprak Sayfa  Sonraki Sayfa
                   Sayfa Başı                                                                   index Alfabetik
          015
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24