Page 28 - e mushaf TR pdf
P. 28

024
                         Cüz  01  02  03  04  05  06  07  08  09  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30
          Bakara /164 – Göklerin                                                                     Bu âyet, ulûhiyyetin
          ve yerin yaratılışında,   2-Bakara Süresi         Yaprak 02B  Cüz 02   Süre 02  Sayfa 024  en önemli hususiyetlerinden
                                                                                                    birinin muhabbet yani
          gece ile gündüzün          Bu Cüz Yaprağa git  01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 Hizb 01 02 03 04  sevilmek olduğunu gösterir.
          sürelerinin                                                                            Bundan dolayıdır ki Kur’ân
          değişmesinde, insanlara                                                                 ıstılahında insan, daha çok
                                                      ِ
          fayda sağlamak üzere             ﴾٢﴿        ةرقبعلا ةروس         ﴾٢﴿            24         “kul” vasfıyla anılır.
          denizlerde gemilerin                           َ   و  َ و                                 Kulluk, kendisine kul
                                                                                                     olunan varlığa karşı
          süzülüşünde, Allah’ın                         َ َ                                       beslenen sevginin en ileri
          gökten indirip                                                                           derecesini ifade eder. Bu
          kendisiyle ölmüş yeri                                                                  âyet gösteriyor ki, Allah’tan
          canlandırdığı                 ة                                                  َ       başka her hangi bir şeyi
                                                            ة ف
                               ة
          yağmurda,        راةهحنلاةو  ل  ـ في ـ  ح لا  ف ة  ـ  ت ـ   ل  فخاةو   ض فرلا  ةو     ت اةو  ة  ـ ح س ـ ن م ـ  لا ق  ف  ـــ ل ــ  ةخ ييف ننا  severcesine seven kimse,
                                                                                                     veya kimseyi Allah’ı




             Ve yeryüzünde                                                                         Allah’tan başka nid (yani
                                                                                                     O’na denk tutmuş),
          hayat verip yaydığı                                                                     sayılmaktadır. Bu, sevgide
          canlılarda, rüzgarların   ن ة                           ف                ة ح   ف ف        ortak yapmaktır, yoksa
                                             ة
                                    ل ا
                                                                                                    yaratma ve Rab olma
                                 ة
          yönlerini değiştirip     ح لا لز ـ فنا اةمةو  ۛ ساحنلا  ع  ةي ام     ـ ةب ـ فح ـ  ب ر ـ ة ـ فن ـ ةف ـ  لا ي ـ  ف يرفج ــ ةت ييتلا    كل فلاةو  vasfında denk saymak
                                                                           ي
          durmasında, gökle yer                                                                   değildir. el-Vedûd Allah’ın
          arasında emre hazır                                                                      güzel isimlerinden olup
          bulutların duruşunda,                                                                   “Yaratıklarını çok seven ve
                            ة                          ة ف        ة     ا          ا ة               onlar tarafından çok
                                                                                                      sevilen” demektir.
             Elbette aklını    ةبةو ـــ ح ث  ةم د    ةب  ــ فع ــ ة ـــ  ت فو ــ ةه ـ ا  ۛ ضفرلا  ه ــ  باةيفحا ــــ ةف  ءا  ةم  ن  ـ ا  ء    م  ــ ف ـ  ةم ح سلا   م ــ  ةن
          çalıştıran kimseler için
          Allah’ın varlığına ve                                                                     Bakara /166 – İşte
          birliğine nice deliller                                                م                  önderler kendilerini
          vardır.                   ف                                     ة ا ح                     izleyenlerden uzak
                             ة
                           رحخ ـ ۛس م ـ لا باةح ـ  ة ح سلاةو حاير ـ لا ف  ي  ــ ف ص ــ ير ـ    ةتةو    ة ــ حبا ةد ل  ك ــ   م ــ  فن اةه  يف ـ ي ــ  durdular,
                                                     ة
                                                       ح



             Müşrikler Hz.
          Mûsa ve Hz. Îsâ (a.s.)’a                                                                   Azabı gördüler ve
          verilen mûcizeleri                                                                       aralarındaki her türlü
          öğrenip o kabilden                 ة                  ن ة      ة ف                            bağ kesildi.

          olarak Safa tepesinin   ــ ةن   م ةو﴾١٦٤﴿ ـنو  ـــ فع ـ  ق ـ ل  ةي  مفو  ــــ ةق ـ   ل  تا ـ    ةيل  ض فرل اةو  ة ا  لا ـ ح س ـ ةم ا  ء     ةب ـــ في ـ  ةن
          altın olmasını mûcize                                                                        Bakara /167 –
          olarak istediler. Allah                                                                  Bunun üzerine o tâbi
          Teâla: “İstersen             ف                                                           olanlar şöyle dediler:
          yaparım, fakat iman
                                                                             ة
                             ن
                                                              ن ل ة
          etmezlerse, hiç   ۜ  ح لا ـ ح ب          ـــ  ح ـ حب ـ ةن و ـ  ه ـ فم   ك ــ  ح   ي اىداد  فنا  ــ    ح لا    نو  د ن ـ ف   م  ذ خحتةي ن ــ ف  ةم سا ة  لا ـ حن ـ


          görülmedik şekilde                                                                          “Ah ne olurdu,
          azap gönderirim”                                                                        elimize bir fırsat geçse
          deyince Efendimiz: “O                                                                   de onların bizden uzak
          halde benimle halkımı                ة                                           ة          durdukları gibi,

                                                                                   ن ا ل
                             ي
          başbaşa bırak, onları   فذا او م  ـــ ل ــ  ة ة ا  ظ  ن  ـــ ي ي ذ ـ ة  ح لا ىر  ة لةو ـــ ةيفو ــــ     ۜ ل  ى ن  ــــ  احب ح     ح د ــ ح  ۛشا  او  ــ  ن ـ  ةما  ن  ـــ ي ي ذ ـ ة  ح لاةو
                                                    ة
          yavaş yavaş dine dâvet                                                                      Biz de onları bir
          edeyim” demesi üzerine                                                                       reddetseydik!
          bu âyet indirildi.
          Demek ki bu âyette
                                                                          ة
                                                  ة
                               ة
                                                                                 ة
                                                  ح ل
                                               ن
                                                                        ف ح ل
          bildirilen gerçekler Safa  باذ  ف  ـ  د   لا ــ ةع ـ  ي ي دۛش   ة ح لا  ناةو اىعي ي مةج    ح   ل   ة ن  ــــ  ق ــ  ةةحو  لا نا  ۛ ب اذ  لا ـ ةع ـ  ف ة نفور  ةي ــ  İşte Allah Teâla
          tepesinin altın olması                     ۙ                       ۙ             ة           onlara, bütün
          gibi harikalardan daha                                                                  yaptıklarını, en şiddetli
          önemlidir. Bu, Kur’ânın                                                                  pişmanlıklar halinde
          din konusunda insan                                                                          gösterecektir.
          fikrini ne güzel     ة    ف    ل         ة      ة ح                 ة ح ل
          eğittiğini göstermeye   ۛ باذ       ا و   لا ــ ةع ــ  اةرةو او  ــ ةن   لا ـ ي ي ذ ـ ةن   حتا ـــ ةب ـ  ع ـ  ـ  ب ــ  ع ـ  م او  حتا ةني ي ذلا ا   ح  ةت فذا ـ ةب ـ ةر  ي ﴾١٦٥﴿  Onların o ateşten
          kâfidir.                                                                                 çıkacakları da yoktur.
                                                                                                   [25,23; 14,18; 24,39;
          Bakara /165 – Öyle                                                                       23,99; 26,102; 32,12;
                                                                        ة ف
          insanlar vardır ki   ـ ةن ـ ا  ة ح ة  ـ ة ل  ل او ع  ة  ـ ي ي ذ ـ ةن   حتا ــ ةب ـ  ة ح ة  ــ  ف س لا  م  ة ح  ةتةو ــ ةق ـ ط ـ ةع ـ ف ــ ه ــ  39, 58; 42,44]
                                                   لا لاةقةو﴾١٦٦﴿   باةب
                              ل نا فو
          Allah’tan başkasını                                                     ب ت
          Allah’a denk tutar, tıpkı                                                                  Bakara /168 – Ey
          Allah’ı severcesine                                                                      insanlar! Yeryüzünde
          onları severler.                      ف                   ف                       ف            olan bütün
                                                                              ل
                             ن
                              ح لا هــ  م  ــ ير ـ   ي ك  ن ة  ك ـــ  لذ ـ  ة  ــ حن ـ   ا   م  ان ح  ةتام  ك ـــ ة ـــ ةب ـ  ؤةر  ـ فن ـ  ه ـ   فم   م ا ةر  ــ ةن ــ ةت ـ ةب ـ  ةف  ىة ةر  ك ــ  nimetlerimden helâl hoş
                                                                               ح
                                                                                          ح
             Müminlerin               ي            ۜ                                             olmak şartı ile yeyiniz;
          Allah’a olan sevgileri
          ise her şeyden daha ileri                                                                    Fakat şeytanın
          ve daha kuvvetlidir.                                                                     peşinden gitmeyiniz.
                                    ة
                           ﴾١٦٧﴿ راحنلا  ــ ةن     م  ةني ي جراةخ ـ  ب فم ه اةمةو  مهفي ة  ـ ل ـ ف  ةع     تارۛسةح م  ة لام  فعا ــ ة ــ  ه ـ ف  ل



                                                                            ة
             O, böyle yaparak     ۟                             ۜ                                      Çünkü o sizin
          kendilerine                                                                            besbelli düşmanınızdır.
          zulmedenler, azabı                                                 م
          gördükleri zaman                                                                           Bakara /169 – O
                                     ة ة
                                                                                    ة

                                             ة ى
                                                             ة ف
                                                                                         حيا ـ ةيـا
          anlayacakları gibi,   او ع  ــ حت ـ  ب ـ  ةتلةو  اب  ــ  حي ــ ى  ـط ل ل  ـةح ــ ة   ض فرلا  ـ  ي  ة  ـ  فاحم   م اول ك ـ      ساحنلا اةه   ل ا  sizi hep çirkin işler ve
          bütün kuvvet ve                                                                          hayasızlık yapmaya
          kudretin yalnız Allah’a
          ait olup, Allah’ın
          azabının pek şiddetli   م                              م                                      Bir de Allah
                                                                             ة ة


          olduğunu, keşke   فم ك     ف  ةيام  حنا ــ ة ــ  مأ ــ ر  ة ي ﴾١٦٨﴿  نييب م حو دةع فم ك  ـ ل  ه ة ي ة  حنا   ناطفيحشلا    تاةوط   خ ـ  hakkında bilmediğiniz
          şimdiden bilselerdi!                                            ۜ                        şeyleri iddia etmeye
          [89,25,26; 6,165]                                                                             teşvik eder.
                                                                                        ا
                                 ة
                                      ة
                                           ة

                                                                   ف ل
                                                ن
                           ﴾١٦٩﴿ نو ملفعةت لاةم     ح لا  ىل ة  ــ ةع او ـ   ل و ق ـــ ةت ناةو  ءاا  ــ ف ةف ـــ فح ــ ۛش  لاةو  ءوس   ب ـ لا ـ ح
                         Önceki Sayfa   Önceki Cüz Yaprak Sayfa  Sonraki Cüz Yaprak Sayfa  Sonraki Sayfa
                   Sayfa Başı                                                                   index Alfabetik
          024
   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33